İzmit Belediyesinde, doğaldır yeniden yapılanma süreci var. Her belediye başkanı kendi ekibiyle çalışmak ister. Bu konuda gerek gördüğü şekilde organizasyon şemasını belirler. Güvendiği, inandığı isimlere yetki ve sorumluluk vererek çalıştırır.

Amaç burada belediye başkanının keyfine göre kadro yapmak değil, halka daha hızlı ve düzgün hizmeti ulaştırmak olmalıdır. Kimse kuşkulanmasın, yeni kadro hizmette geçen dönemden geri kalırsa 5 yıl sonra yeniden yerel seçim var, gereken ceza orada halk tarafından zaten kesilecektir.

KOCAELİ OKUR, İzmit Belediyesindeki gelişmeleri yakından takip ediyor. Birçok atama ve görevden alma haberini okuyucularımıza, takipçilerimize ilk olarak ulaştırmak, habercilik adına bizleri mutlu ediyor.

Elbette bu süreçle ilgili yorumları haberlerin içine katmadık. Bunu kendi köşemizde yapacağımız değerlendirmelere ayırdık. Şimdi bunlarla ilgili birkaç görüşümü sizlerle paylaşmak istiyorum.

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, 15 Nisan’da gecikmeli şekilde mazbatasını almıştı. Başkan yardımcıları ve müdürlerle ilgili atamalara ise hafta başında; diğer bir ifadeyle koltuğa oturduktan 8 hafta sonra başladı.

Bana göre, mevcut müdürlerin yeni dönemde kendileri için ne düşünüldüğünü anlamaları için yeterince uzun bir zamandı. Başkan Hürriyet, sözle, hareketle, mimikle şimdiye kadar kimlerle yol yürüyeceğini belli etmiştir.

Görünen o ki, şuana kadar bu mesajları yalnızca Destek Hizmetleri Müdürü Coşkun Ankaz ile Zabıta Müdürü Nihat Kaymak almış. Polemiğe girmeden, bir elin gelip onları koltuğundan kaldırmasına izin vermeden görevi bıraktılar. Başkan yardımcıları ve diğer müdürlerden de benzer bir tavır sergilemeleri beklenirdi.

Diğer taraftan bu konuda Başkan Hürriyet’in göreve başladığı ilk günlerde personelle yaptığı toplantılarda işini doğru yapanların hakkını yemeyeceğine dair verdiği sözler vardı.

Neredeyse üst kadronun tamamını değiştirdi. Geriye çok az isim kaldı. Hürriyet, kıstas olarak neleri dikkate alıyor bilemem ama geçmiş dönemle ilgili topyekun başarısız damgası vurmak, işini doğru yapan yoktu demek biraz popülist bir yaklaşım olur. Geçen dönemden kalan kaç kişiye yeni organizasyon şemasında etkin görevler vereceğini merak ediyorum.

Kaldı ki, hizmette devamlılık önemlidir. Bütün idareyi bir anda değiştirmek kendisi için de handikap olacaktır.

Hürriyet, yeni atamalarla ilgili liyakata önem vereceğini de belirtmişti. Ancak yeni atanan bazı isimlerin bu liyakata hem etik anlamda, hem de hukuki olarak uyup uymadığı konusunda şüpheler var.

Açıkçası, sorumluluk kendisinde, imza yetkisi başkasında olan işçi kadrosundan müdür atamalarını bence İzmit Belediyesi gibi büyük bir kurum kaldıramaz.

İzmit Belediyesinde başkan yardımcıları ve müdür atamaları dışında en dikkat çekici konu iş akdine son verilen personeller oldu.

KOCAELİ OKUR, bu konuda da tarafsızlık ve etik anlamda üzerine düşen görevi yerine getiriyor. Dün yaşanan gelişmeleri haberlerimize taşırken, işten çıkarılan isimlerin “Bir kıyım” değil, seçim dönemi birilerine “rüşvet” veya “kıyak” olarak verilmiş hakların geri alınması olduğunu duyurduk.

Maalesef her seçim döneminde olduğu gibi 31 Mart seçimlerinde de İzmit Belediyesinde bu yönde bazı hatalar yaşandı.

İktidarda olanların oy devşirmek için belediye kadrolarını rüşvet olarak kullanmasına ilk kez şahit olmuyoruz. Burada parti ya da isim ayrımı yapmaya gerek yok. Gücü elinde bulunduran her dönem yetkilerini sonuna kadar kullandı. Görünen o ki, geçmişte bunu belediye başkanları Sefa Sirmen de yapmıştı, Nevzat Doğan da yaptı.

Tabi, bu seçimde işin bir adım daha öteye götürülmesi şaşırtıcıydı. İlk kez seçimden sonra belediyeye işçi alındığını gördük. Şaşırmamak elde değil. Üstelik bunu yapanların halkın oylarıyla sorumluluk alan isimler olması daha şaşırtıcıydı.

Burada Hükümete, Yüksek Seçim Kurulu’na, hukukçulara bir çağrı yapmak istiyorum. Seçim takvimi açıklandığında, sonuca etki etmesin diye bir seçmenin mahallesini, ilçesini, ilini bile değiştirmesine izin verilmezken; belediye kadrolarının bu şekilde rüşvet olarak kullanılmasına ve gerçek halk iradesini engellemesine de izin verilmemelidir. Bu konuda gerekli düzenlemelerin artık yapılması gereklidir.

Adil bir seçim için yapılması gereken birçok şey var ama bana göre en acil yapılması gereken, seçim takvimi açıklandığında, hatta seçime bir yıl kala, ölüm-kalım gibi çok ciddi durumlar yaşanmadıkça personel alımıyla ilgili yetki belediye başkanlarından, belediye meclislerinden alınmalıdır.

Belediye kadroları, seçim rüşveti olmamalıdır.

Bu konuyla ilgili Hizmet-İş Sendikasına da bir çağrım olacak. Seçim rüşveti olarak işe alınan bu çalışanlar hakkında eylem yapmak yerine, içeride çalışanların haklarını korumak, iş barışını sürdürmek adına bu tür işçi alımlarını önlemek için eylem yapmak bana göre daha doğru olacaktır.

Bu şekilde işe alınan kim varsa, partisi, görüşü ayırt edilmeden hepsine “Deneme süreniz doldu” denilerek iş akitlerinin sona erdirilmesinde bana göre sakınca yoktur. Sonuçta bu işin buraya varacağını düşünmek, baştan hesap etmek gerekirdi.

Tabi, bu konuda Sayın Hürriyet’e de çağrım olacak. İzmit’te bu tür konular çabuk duyulur, hızlı yayılır. Belediyede kadro rüşvetiyle işe alınan kim varsa, siyasi görüşüne bakmadan, partinize yakınlığını gözetmeden aynı şeyi uygulamanız gerekir.

Serdar’dan, Akmeşe’ye, seçim döneminde belediyeye yalnızca 4 kişinin alındığına inanmamızı bizden beklemeyin. Üstelik seçim rüşveti karşı görüştekilere verilir. Öyle ya, zaten AK Parti’ye oy verecek isimleri ikna etmek için ayrıca kadro neden verilsin? Bu isimler kızına, eşine, dostuna AK Parti’ye oy verdirmek için kadro almış olamaz. Bunun adı olsa olsa rüşvet değil, kıyak olur.

KOCAELİ OKUR, seçim öncesi rüşvet gibi algılanan bir girişimi haberleriyle engellemişti. Ama perde arkasında daha pek çok işçinin bu yolla işe alındığını duyuyoruz.

CHP’li, İYİ Partili, AK Partili, MHP’li… Nerden olursa olsun, kimin torpiliyle olursa olsun, adı kıyak veya rüşvet olsun bunların hepsinin işine son verilmelidir.

İzmit’in ikinci kadın belediye başkanı olarak göreve başladınız. Fark yaratın. Belediyecilikte yeni, temiz bir sayfa açın. Ve önümüzdeki seçimlerde kanun çıkmasa bile aynı şeyleri sizin de tekrarlamayacağınıza, bu haklarınızı kullanmayacağınıza dair şimdiden söz verin, açıklama yapın.

Bu konuda size bütün samimiyetimizle güveniyoruz.